Tembelleşen beyinlerle nereye doğru gidiyoruz?

Yana tutuşa film önerisi bekleyen arkadaşlar var. Bende kendimce önerilerde bulunayım hemde sizlerin benim izlediğim, beğendiğim filmlere bakış açınızı görme fırsatı bulurum. Bu haftaki önerim Lucy.

Biraz bilim-kurgu biraz felsefe çok çok azda aksiyon içeren bu filmi ağustosta sinemada izleme fırsatım olmuştu. Çok yeni bi film. Film, insan beyninin kullanım kapasitesi artsaydı nasıl olurdu sorusuna bir cevap aramaya çalışmış. Kızımız Lucy, yanlışlıkla vücuduna sızan etken bir madde ile beyninin kullanım kapasitesini zamanla %100 doğru çıkarıyor. Kapasite arttıkça yaşanan değişimler ve yeteneklerde artıyor. Filmde tutarsızlıklar var ama böyle derin ve uçsuz bir konuyu 90 dakikalık bir filme sıkıştırmak kolay olmadığından onları görmezden gelebiliyoruz. Sizde az çok kafa yoruyorsanız benim gibi bu konulara zaten o saçma sahnelerde başka alemlerde oluyorsunuz

Filmin bende doğrudan ya da dolaylı olarak uyandırdığı/olgunlaştırdığı pek çok bakış açısı oldu. Bunların çoğu Einstein vari düşünceler. Yani doğruluğu sonraki aşama, önce düşünelim.

Mesela biz insanlar olarak pek çok konuda hayvanlardan üstünsek onların yapabildiği şeyleri yapabilir miyiz? neden yap(a)mıyoruz? üstünlük sadece akıllı olmakta mı? işte onlarda kürk var üşümüyor sende de akıl var kazak örüyorsun! bu bana kafi gelmiyor!

Acaba biz dinazorların yaşadığı çağlar da dahil olmak üzere eskiden şimdi olağan üstü olarak görülen pek çok davranışı sergiliyordukta hakimiyet bize geçince, tehlikeler kalmayınca mı tembellik yaparak o yeteneklerimizi unuttuk?
çünkü bilim adamları pek çok nöronun tembelleştiğini keşfediyorlar. Mesela yakında sosyalleşmeye yarayan nöronlar tembelleşerek cılız hale gelecek görünüyor! bi kaç kuşak öncesinde aile, akraba ve komşularla sosyalleşmek, bir arada olmak heyecan uyandırırken ve beynimizde olumlu kimyasal reaksiyonlara yol açarken, şimdi herkes neden kaçar oldu akrabadan komşudan?

Nöronlar uykuda mı bekliyorlar? onları bilinçli şekilde kullanabilmek için ne gerekiyor? Bazen üstün yetenekli insanlar görüyoruz, örneğin otistik bireylerde bu yetenekler sıkça görülüyor. IQ ölçümleri oldukça düşük olsa da son araştırmalara göre “beceri adacıkları” na sahipler ve o alana düşen beceride bırakın sağlıklı insanı bilgisayarlardan bile üstün durumdalar. Bunlar eğitimle öğrenilmediğine göre demek ki genetik olarak bişeyler getiriyoruz. hastalıkla da mucizevi şekilde ortaya çıkıyorlar.

Tabi bunları düşünürken, dinler, mitler, destanlar ve yıllardır süre gelen ritüellerden de bişeyler çıkarabiliriz. Örneğin kutsal kitaplar Hz. Adem’e tüm bilgilerin verildiği yönünde haber veriyorlar. İnananlara göre aslında Hz. Adem beyninin %100’ünü kullanıyor olmalıydı? Bende yaradılış inancına sahip biri olarak bunun böyle olduğunu düşünüyorum. Ama ne oldu da biz tüm bu bilgileri kullanmaz olduk?

Beyni bahsettiğimiz şekilde kullanmak yüksek bi konsatrasyon ve enerji gerektiriyor. Acaba beyin bunu istemediği için mi kontrolü ele aldı? asgari şartlar sana yetiyor mu demek istiyor?

Bırakın çok öteyi 13-14.yy da yaşayan eğitim almış insanlar ciltlerce kitap yazıp şimdi hayretle izlediğimiz ve üstün bi yetenek gibi görülen bi bakışta bir sayfayı okuyabilen insanlar gibi hızlı okuma ustalarıydılar. yoksa onca eser ömürlerine sığmazdı.

Bir tek insan bile bir şeyi yapabiliyorsa onu herkes yapabilir. Yeter ki o kişinin onu yapabilmek için nasıl bir düşünce sistemine sahip olduğunu bilmek gerekiyor. Yani bu demek oluyor ki o şeyi yaparken kontrol beyinde değil bireyde!

Yazı çok uzun görünüyor ama aktarmak istediklerimin çok az bi kısmını yazabilmişim Düşünün şu yazdığım fikirler filmin bir kaç saniyesinde oluştu bende ve yaklaşık 90 dakikalık bi filmdi! sayfalar dolusu yazabilirim bende uyandırdıklarını ama burda kesmeli. Çok uzun tutmayalım! çoğunun beyninde uzun yazı okuma nöronu yanmış sonuçta . Bu kadarı bile yeterli kıpırdanma için.

Bazı yönetmenlerin fütüristik yaklaşımlarını ve hayal güçlerini seviyorum Luc Besson da onlardan biri. pek çok tanınmış filmi var, bilirsiniz.

Bu filmini ufuk açıcı bulduğum için, aralıklarla birden fazla izlenmesini tavsiye ediyorum.. izleyenlerden de yorum alabilirsem bir beyin fırtınası oluşturmuş oluruz.

Motto: Eğlenceli ve bilgilendirici pazarlama yazıları!

Sevebilirsin...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.